
Türkiye'den Şok Veri: Bilişimde Avrupa 3.sü, Beyin Göçünde 1 Numara!
Stanford Üniversitesi'nin "2024 Yapay Zeka İndeksi Raporu"nun yayınlanmasıyla birlikte Türkiye'nin bilişim alanındaki konumu çarpıcı verilerle ortaya çıktı. Avrupa ülkeleri arasında bilişim, bilgisayar bilimi, bilgisayar mühendisliği ve bilgi teknolojileri alanlarında lisans düzeyinde en yüksek mezun sayısına sahip 3'üncü ülke Türkiye oldu. Ancak madalyonun diğer yüzünde ise acı bir gerçek var: TÜİK verilerine göre, en yüksek beyin göçü oranına sahip eğitim ve öğretim alanı yüzde 6,8 ile bilişim ve iletişim teknolojileri.
Türkiye'nin Bilişimdeki Potansiyeli ve Kaybı
Türkiye'nin bilişim alanındaki potansiyeli, mezun sayısındaki yükseklikle açıkça görülüyor. Üniversitelerimizden her yıl binlerce genç, geleceğin teknolojilerini şekillendirecek bilgi ve becerilerle donanmış bir şekilde mezun oluyor. Ancak bu parlak zekaların büyük bir kısmı, ne yazık ki, ülkemizde yeterli imkanları bulamadığı için yurt dışına yöneliyor. Bu durum, hem Türkiye'nin bilişim alanındaki gelişimini yavaşlatıyor hem de ülke ekonomisi için ciddi bir kayıp anlamına geliyor.
Beyin göçünün nedenleri arasında:
- Daha iyi kariyer fırsatları
- Yüksek maaş ve yaşam standartları
- Daha gelişmiş araştırma imkanları
- Siyasi ve ekonomik istikrarsızlık
gibi faktörler sıralanabilir. Özellikle yapay zeka, büyük veri, siber güvenlik gibi alanlarda uzmanlaşmış gençlerin, yurt dışındaki teknoloji devlerinde çalışma hayali kurması, bu göçün temel nedenlerinden biri.
Beyin Göçünü Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Türkiye'nin bilişim alanındaki potansiyelini korumak ve beyin göçünü tersine çevirmek için bir dizi önlem alınması gerekiyor. Bu önlemlerin başında, bilişim sektöründeki kariyer fırsatlarını artırmak, rekabetçi maaşlar sunmak ve gençlerin araştırma yapabileceği, kendilerini geliştirebileceği ortamlar yaratmak geliyor. Ayrıca, siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması, hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınması da beyin göçünü önlemede önemli bir rol oynayacaktır.
Hükümetin, özel sektörün ve üniversitelerin iş birliği yaparak, bilişim alanındaki gençlere yönelik teşvikler, burslar ve mentorluk programları başlatması da faydalı olabilir. Bu sayede, gençlerin Türkiye'de kalarak ülkemizin bilişim alanındaki gelişimine katkıda bulunmaları teşvik edilebilir.
Sonuç
Türkiye'nin bilişim alanında Avrupa'nın önde gelen ülkelerinden biri olması, büyük bir başarıdır. Ancak bu başarının sürdürülebilir olması için, beyin göçü sorununa çözüm bulunması gerekiyor. Aksi takdirde, Türkiye, kendi yetiştirdiği parlak zekaları kaybetmeye devam edecek ve bilişim alanındaki potansiyelini tam olarak gerçekleştiremeyecektir. Bu nedenle, tüm paydaşların bir araya gelerek, beyin göçünü önleyecek ve Türkiye'yi bilişimde küresel bir oyuncu haline getirecek adımlar atması büyük önem taşıyor.