İbn Haldûn'un ünlü sözü "coğrafya kaderdir", son yıllarda dünya genelindeki jeopolitik gerilimler ve çatışmalarla birlikte yeniden gündeme geldi. Bu söz, bir ülkenin coğrafi konumunun, siyasi, ekonomik ve sosyal gelişimini derinden etkilediği gerçeğini vurguluyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde huzur içinde yaşayan Orta Doğu'nun, daha sonra isyanlar, işgaller ve savaşlarla dolu bir "ateş çemberine" dönüşmesi, bu kaderin bir örneği olarak gösterilebilir. Peki, Türkiye bu kaderi değiştirebilir mi?

Orta Doğu'nun Kaderi ve Türkiye'nin Rolü

Orta Doğu'da yaşanan istikrarsızlık ve çatışmaların temelinde, emperyalist güçlerin bölgedeki çıkarları ve İsrail'in Filistin topraklarını işgali gibi faktörler yatıyor. 1960'lar ve 70'lerde Sovyetler Birliği'ne daha yakın olan Arap liderler, Filistin davasına daha güçlü bir şekilde sahip çıkarken, daha sonra Batı ile yakınlaşan liderler bu konuda daha sessiz kaldılar. Erbakan ve Ecevit gibi Türkiye'nin önemli siyasetçileri, Filistin davasını her zaman desteklemişlerdir. Ancak, Türkiye'nin o dönemdeki gücü, bölgedeki sorunları çözmeye yetmiyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye, 2005'ten bu yana küresel ekonomi-politik sistemi eleştirerek, adaletsizliğe ve vurdumduymazlığa karşı sesini yükseltiyor. "Dünya 5'ten Büyüktür" sloganıyla uluslararası sistemin reforma ihtiyacı olduğunu vurgulayan Erdoğan, BM ve G20 gibi platformlarda büyük bir saygı görüyor. Türkiye'nin uluslararası alandaki saygınlığı ve ağırlığı, barışa giden yolda önemli roller üstlenmesini sağlıyor.

Türkiye Yüzyılı Vizyonu ve Coğrafyanın Kaderini Değiştirme Potansiyeli

Türkiye'nin son 20 yılda savunma, güvenlik, enerji ve dijital teknolojiler alanında attığı adımlar, Türk Ordusu'nu dünyanın en güçlü orduları arasına taşıdı. Bu durum, Türkiye'nin kendi coğrafyasına sahip çıkmasını, mazlumlara yardım etmesini ve uluslararası alanda güçlü bir diplomatik süreç yönetmesini mümkün kılıyor.

Coğrafya bir kader olsa da, bazen bir devlet kendi coğrafyasının kaderini değiştirebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi güçlü ve kararlı bir liderle Türkiye, Avrasya'nın kaderini değiştiren bir "oyun kurucu" rolü üstlenmiş durumda. Bu durum, "Türkiye Yüzyılı" vizyonunun temelini oluşturuyor.

Sonuç

Türkiye'nin coğrafi konumu, tarih boyunca hem fırsatlar hem de zorluklar yaratmıştır. Ancak, güçlü bir liderlik ve doğru politikalarla Türkiye, coğrafyasının getirdiği kaderi aşarak, bölgesinde ve dünyada önemli bir aktör haline gelme potansiyeline sahiptir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyoner liderliği ve Türkiye'nin son yıllarda kaydettiği ilerlemeler, bu potansiyelin gerçeğe dönüşebileceğini gösteriyor. Türkiye'nin yükselişi, sadece kendi coğrafyasının değil, tüm bölgenin kaderini değiştirebilir.