Türkiye ekonomisi, 2025 yılının ikinci çeyreğinde beklentileri aşarak %4,8 büyüme kaydetti. Bu büyüme oranı, özellikle inşaat sektöründeki dikkat çekici artışla desteklendi. Ancak, tarım sektöründeki daralma ve kamu harcamalarındaki azalma büyümenin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri yaratıyor.

İnşaat Sektörü Lokomotif Görevi Gördü

Büyüme rakamlarının detaylarına bakıldığında, inşaat sektörünün %10,9'luk bir artışla öne çıktığı görülüyor. Bu durum, sektörün ekonomik aktivite üzerindeki önemli etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bilgi ve iletişim faaliyetleri %7,1, sanayi sektörü %6,1 ve ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri %5,6'lık büyüme oranlarıyla inşaat sektörünü takip etti. Bu veriler, ekonominin farklı sektörlerde de canlılık gösterdiğini işaret ediyor.

Sektörel Bazda Değişen Performanslar

GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde, bazı sektörlerin büyüme oranları dikkat çekiyor:

• İnşaat Sektörü: %10,9
• Bilgi ve İletişim: %7,1
• Sanayi Sektörü: %6,1
• Ticaret, Ulaştırma, Konaklama ve Yiyecek Hizmetleri: %5,6

Ancak, tarım sektöründeki %3,5'lik daralma ve kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetlerindeki %1,2'lik azalma, ekonominin tüm alanlarda aynı performansı göstermediğini ortaya koyuyor. Bu durum, sektörler arası dengesizliklerin giderilmesi gerektiğine işaret ediyor.

Büyüme Sürdürülebilir mi? Uzmanlar Ne Diyor?

Ekonomideki büyüme rakamları sevindirici olsa da, bu büyümenin sürdürülebilirliği önemli bir soru işareti olarak karşımızda duruyor. İnşaat sektöründeki yüksek büyüme oranının yanı sıra, diğer sektörlerdeki performans da yakından takip edilmeli. Ayrıca, tarım sektöründeki daralmanın nedenleri ve çözüm önerileri üzerinde durulmalı. Ekonomistler, büyümenin daha dengeli ve sürdürülebilir olması için yapısal reformların önemine vurgu yapıyor.

Türkiye ekonomisinin 2025 ikinci çeyreğindeki büyüme performansı, umut verici bir tablo çiziyor. Ancak, bu büyümenin sürdürülebilirliği için yapısal reformların yapılması ve sektörler arası dengesizliklerin giderilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, büyüme kısa vadeli bir başarı olarak kalabilir ve uzun vadede ekonomik istikrarsızlığa yol açabilir.