İngiltere'de 20 yıldan uzun süredir sığınma davası devam eden ve on yıldan fazla süredir göçmenlik kontrolünden kaçan İranlı bir sığınmacının, sınır dışı edilmemek için mahkemede yaptığı savunma büyük şaşkınlık yarattı. Sığınmacının gerekçesi, sınır dışı kararının iptal edilmesine neden oldu.

Saç Kesme Savunması İşe Yaradı

İsmi açıklanmayan sığınmacı, üç yaşındaki çocuğuyla sağlıklı bir ilişki kuramayacağını ve oğlunun saçını "uzaktan" kesemeyeceğini belirterek İngiltere'de kalma talebinde bulundu. Mahkeme, çocuğa karşı çok sert davranılacağına karar vererek sığınmacının sınır dışı edilmesini engelledi. Hakim, çocuğun yararına olacak şeyin "her iki ebeveyninin de İngiltere'de bulunması" olduğuna hükmetti.

Hakim kararında, "Küçük bir çocuk için en önemli olacak ilişki türü olan oyun gibi ilişkiler uzaktan kolayca tatmin edilemez. Uzaktan saç kesmek de mümkün değildir," ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanlığı, yargıcın kararında yetersiz gerekçeler sunduğunu iddia ederek karara itiraz etti. Şimdi bu itiraz yeniden görüşülecek.

Yıllarca Kaçarak Yaşadı

Göç ve Sığınma Dairesi Üst Mahkemesi'nin açıklamasına göre, sığınmacı ilk olarak Temmuz 2004'te İngiltere'ye geldi ve sığınma başvurusunda bulundu. Temmuz 2008'de sahte kimlik belgesi bulundurmaktan suçlu bulunarak 12 ay hapis cezasına çarptırıldı. Serbest bırakıldıktan sonra hakkında sınır dışı kararı çıkarıldı ve derhal İngiltere'yi terk etmesi istendi.

Sığınmacı, daha sonra "daha fazla başvuruda" bulundu ancak İçişleri Bakanlığı 2011 yılında bunların yeni bir talep oluşturmayacağına karar vererek sınır dışı etme emrini iptal etme girişimini reddetti. Sığınmacının 2013-2018 yılları arasında yetkililerden "kaçtığı" belirtildi.

Sığınma Hakkı ve Göçmenlik Hukuku Hakkında Bilgiler

Sığınma hakkı, uluslararası hukukta güvence altına alınmış temel bir insan hakkıdır. Birleşmiş Milletler Mülteci Statüsüne İlişkin Sözleşmesi, sığınma hakkının temel çerçevesini oluşturur. Bu sözleşmeye göre, zulümden kaçan ve kendi ülkelerinde koruma bulamayan kişilerin başka bir ülkede sığınma talebinde bulunma hakkı vardır.

Göçmenlik hukuku ise, bir ülkeye giriş, ülkede kalış ve ülkeden çıkış koşullarını düzenleyen yasal düzenlemelerdir. Her ülkenin kendi göçmenlik politikaları ve yasaları bulunmaktadır. Bu yasalar, vize başvuruları, oturma izinleri, çalışma izinleri, vatandaşlık başvuruları ve sınır dışı işlemleri gibi konuları kapsar.

Sığınma başvuruları genellikle karmaşık ve uzun süren süreçlerdir. Başvuruların değerlendirilmesinde, başvuru sahibinin zulüm görme riski, ülkesindeki genel insan hakları durumu ve başvuru sahibinin kişisel koşulları gibi faktörler dikkate alınır.

Bu olayda olduğu gibi, sığınma başvuruları bazen beklenmedik ve ilginç savunmalara konu olabilmektedir. Mahkemelerin bu tür durumlarda adil ve hakkaniyetli kararlar vermesi, hem başvuru sahibinin haklarının korunması hem de hukukun üstünlüğünün sağlanması açısından büyük önem taşır.

Sığınmacının "saç kesme" savunması, İngiliz yargısının hassasiyetini ve bireysel durumları değerlendirmedeki titizliğini gözler önüne seriyor. Ancak İçişleri Bakanlığı'nın itirazı, bu kararın nihai olmadığı ve davanın seyrinin değişebileceği anlamına geliyor. Sığınmacının geleceği, yapılacak yeni değerlendirmeler sonucunda netlik kazanacak.